Ankara Üniversitesinde sağlık kurumları yönetimi alanında yüksek lisans eğitimine başlamıştım. Yüksek lisans’ın sancılı yollarından geçenler çok iyi bilirler ki dersler bitene kadar geçen zaman kabus gibidir. Derslerin bitimiyle de zannetmeyin ki şafak söküyor, aksine yeni bir kabus yani tez aşaması başlıyor. Hele ki mesai ile beraber yapılıyorsa bu süreç, akşamları başlayıp sabahlara kadar bilgisayar başında geçen günler sizi bekliyor demektir. Oğlum Sarper (5 yaş) bir keresinde “Senin işin çok zor baba, bizim öğretmen bu kadar ödev vermiyor” demişti. Gerekli krediyi toplayabilmek için toplam da 10 ders aldım. Her ders için ortalama 40 sayfa civarında dersle ilgili bir konuyu ders bitirme projesi olarak teslim ediyordum. Projeleri tek tek ele alıyordum, önce bilgi topluyor, literatür tarıyor sonra analiz edip projeyi parçalara ayırıyordum. Ayırmış olduğum bölümlere uygun tekrar bilgi toplayıp sentez edip bir sonuca varıyordum. Genel olarak yaptığım her proje ödevi içime sinmişti.
Peki hayatımın sadece bir parçası olan eğitim kısmımın sadece bir kısmını oluşturan yüksek lisansın çok küçük bir kısmı olan bir ders için bu dersin bile sadece bir kısmını oluşturan proje ödevine verdiğim değeri ve ayırdığım zamanı düşününce, hayatımın hangi önemli kararları için bu denli sistematik çalışıyorum diye düşündüm. Ya siz?
Evlenirken bu kadar sistemli çalışanınız var mı aranızda? Eşi ile ilgili bilgi toplayan, bölümlere ayıran, ona yakışır ile bir proje ödevine dönüştüren oldu mu hiç? Biliyorum aşk diyeceksiniz, yüreğinizin götürdüğü yönden bahsedeceksiniz vs. Ama evlilik hayatınızın en önemli projesi. Ve genelde yıllar içinde çok iyi tanıdığımızı düşündüğümüz kişinin evlendikten sonra çok değiştiğini söyleyenleri aile mahkemelerine yolunuz düşerse sıkça duyarsınız. O adam ya da kadın size çok da başarılı bir şekilde gerçek tarafının sinyallerini verse de o çok sevdiğim sözle kendinizi avuttunuz. “Evlenince değişir sandım.” Değişmedi tabi ki. Siz geliştirilebilir dediğimiz, çok da hoşunuza gitmeyen yönlerinin üzerine pasta cila çektiniz, hoşunuza giden tarafını daha da abartıp aşık kalınabilir hale getirdiniz ve vitrininizdeki vazonun çatlak kısmını misafirlerce görünemeyecek şekilde duvar tarafına doğru çevirdiniz. Şöyle bir proje ödevi hayal edin;
Ders: Hayat Bilgisi (ilk olarak öğretildiği sanılan ve ömrümüz boyunca alttan aldığımız ve bir türlü veremediğimiz dersimiz)
Konu: Hayatımın Geri Kalanı, Eşim
İçindekiler
- Aile Hayatı
1.1. Anne
1.2. Baba
1.3. Abi
1.4. Abla
- Eğitim Hayatı
2.1. İlkokul
2.2. ortaokul
2.3. Lise
2.4. Üniversite
- Beni etkileyen tarafı
3.1. Romantizm anlayışı
3.2. Mesleği
- Geliştirilebilir tarafı
4.1……….
4.2………
….
- Sonuç ve Öneriler
Ben evliliğimin yedinci yılında hayatımın geri kalanını sistematik bir şekilde ele alma kararı aldım. Belki şu an için size çok uçuk gibi gelse de küçücük bir dersi geçebilmek için sarfetmekten çekinmediğim enerjimin bir benzerini de hayatımın geri kalanı olmasını istediğim insanı daha iyi anlayabilmek ve gündelik sorunlara daha sistematik bir bakış açısı getirebilmek adına en önemli dersim olan hayat bilgisinin proje ödevi olarak hazırladım. Hangimiz eşimizi böylesine analiz ettik ve onu daha iyi tanıdık? Denemelisiniz, çok eğleneceğiniz bir ödev olacak, göreceksiniz.
Ya meslek seçimlerimiz. Yine benzer bir konu olarak hayatımızın geri kalanı diyebileceğimiz bu önemli kararlarımızı nasıl aldığımızı hatırlıyor musunuz?
Bir çoğumuz çok rastlantısal olarak seçtiğimiz veya birilerinin tavsiyesine uyduğumuz ya da daha kötüsü ebeveynlerimizin gerçekleştiremediği hayalleri olduğu için seçmek zorunda bırakıldığımız mesleklerimizle mutlu kalmaya çalışıyor ve onlarla iyi geçiniyoruz. Daha kabullenici ve itirazsız bir tavır sergiliyoruz.
Hayatımızı etkileyecek önemli kararlar alırken her seferinde bir proje ödevi kadar sistematik ve kapsamlı bir anlayış benimseyemeyeceğimizin farkındayım. Ancak işletme kökenlilerin yakından tanıdığı, benimse yüksek lisans eğitimim esnasında tanışma fırsatı bulduğum bir stratejik analiz metodunu kullanabilmenin mümkün olacağını düşünmekteyim.
SWOT analizi (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats) İngilizce güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar, tehtidler kelimelerinin baş harflerinin kısaltmasından oluşuyor.
Yapmamız gereken çok basit. Karar vermemiz gereken bir konu ile karşı karşıya kaldığımızda (yeni bir eş, boşanma, meslek seçimi gibi çok önemli bir konu da olabilir, bayramı nerede geçirelim, keman kursuna mı yoksa pastacılık kursuna mı gideyim gibi gündelik konular da olabilir) boş A4 kağıt ve kalem alıp sessiz bir çalışma ortamına çekilelim. Kağıdı dört eşit parçaya bölen bir artı çizip her bir seçenek için sol üst köşeye bu seçeneğin güçlü yanlarını, sağ üst köşeye zayıf yanlarını, sol alt köşeye bu seçeneği seçmeniz durumunda önünüze çıkacak fırsatları, sağ alt köşeye de bu seçeneğin gerçekleşmesi durumundaki bizde tehdit algısı oluşturacak durumları yazalım. Kafamızdakiler kağıdın üzerine dökülüp somutlaştığında, karar vermemiz gereken durumlarda daha bilinçli ve üzerinde düşünülmüş nispeten daha doğru seçenekleri tercih ettiğimizi fark edeceğiz. Özellikle ailemizi derinden ilgilendiren önemli konularda alacağımız kararlar kukumav kuşu gibi düşünerek değil, daha sistematik ve stratejik derinlikte ele alınmayı hak ediyor.
Boşanma, taşınma, kariyer planlama, evlenme gibi kararı güç konularda bakış açımızı biraz olsun değiştirecek bu yöntemin faydasını göreceğimizi düşünüyorum. Bol bilinçli kararlar efendim.


